Ana içeriğe atla

Kayıtlar

CANAN TAN

                CANAN TAN EDEBİ KİŞİLİĞİ                                                                                                        Edebiyat alanında ilk olarak Piraye ismini verdiği eseri ile tanındı. Özellikle ününe kavuşmasına büyük bir etkisi bulunan Yüreğim Seni Çok sevdi eseri edebiyat dünyasınında yerli romanların öncülüğünü açmış, baskıları ile en çok satanlar listesinin yeniden sıralanmasına neden olmuştur. Günümüzde yayın hayatına köşe yazarı olarak devam ediyor olmasına rağmen edebi alandan da uzaklaşmadığını söyleyebiliriz. Eczacılık bölümününde etkisi ile kaleme aldığı En Son Yürekler Ölür eseri şu an piyasalar içerisinde aktif olarak satıldığını söyleyebiliriz. Canan Tan’ın Eserleri Piraye En Son Yürekler Ölür Alevden Küle Eroinle Dans Aşkın Sanal Halleri Söylenmemiş Şarkılar Çikolata Kaplı Hüzünler Yüreğim Seni Çok Sevdi
En son yayınlar

DOSTOYEVSKİ

Suç Ve Ceza Roman Özet Petesburg Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi olan  Raskolnikov kendisine göre fikirleri olan , yakışıklı ,genç,zeki,yetenekli ve akıllı biridir. Yaşadığı maddi sıkıntılardan , geçim sıkıntısından dolayı öğrencilik hayatını yarıda bırakmak zorunda kalır. Yaşamını tefeci bir kadına verdiği eşyalar sayesinde devam ettirmeye çalışır. Dört aydır kirasını bile ödeyemiyordur. Tefeci kadına hep borçlu hissedip elini kolunu kaptırıyorken bu kadının herkesin hayatından çıkması gerektiğini , yaşamasının herkes için zarar olduğunu da düşünür. Raskolnikov’a annesinden bir mektup gelir ; geçim sıkıntısı yüzünden kız kardeşi Dunya yaşlı bir adamla evlenecektir. Raskolnikov bir rüya da görür , uyanır ve daha sonra eline bir balta alıp tefeci kadının evine gizlice girer. Kimsecikler onu görmemiştir. Yaşlı kadının yanına gider ve onu elindeki balta ile öldürür. Evden çıkacakken yaşlı kadının kız kardeşi ile karşılaşır o kadın masum olmasına rağmen olaya tanık olduğu içi

VİCTOR HUGO

                                                       VİCTOR HUGO V    

CEMAL SÜRREYA

                  BÜYÜK ADAM                             uzaktan seviyorum seni kokunu alamadan, boynuna sarılamadan yüzüne dokunamadan sadece seviyorum … öyle uzaktan seviyorum seni elini tutmadan yüreğine dokunmadan gözlerinde dalıp dalıp gitmeden şu üç günlük sevdalara inat serserice değil adam gibi seviyorum öyle uzaktan seviyorum seni yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden en çılgın kahkahalarına ortak olmadan en sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan öyle uzaktan seviyorum seni kırmadan dökmeden parçalamadan üzmeden ağlatmadan uzaktan seviyorum öyle uzaktan seviyorum seni; sana söylemek istediğim her kelimeyi dilimde parçalayarak seviyorum damla damla dökülürken kelimelerim masum beyaz bir kağıtta seviyorum  

ÖZDEMİR ASAF

Özde mir, 11 Haziran1923’te, Ankara’da, Hamdiye ve Mehmet Asaf çiftinin çocukları olarak dünyaya geldiğinde ailesi, ona,  “Halit Özdemir Arun”  adını verdi. Özdemir’in bir de ikizi vardı. Ancak onlar ayrı gün ikiziydiler. İkiz kız kardeşi Özgönül de 12 Haziran’da doğdu. Mehmet Asaf Bey, Şûra-yı Devlet bugünkü karşılığı ile Danıştay’ın kurucularındandı. 1922’de Atatürk’ten, Mehmet Bey’e Ankara’ya gelmesini bildiren bir  haber  geldi. İstanbul’dan Ankara’ya böyle taşındılar. Çocukların doğumu da burada gerçekleşmiş oldu. Hacıbayram’da bir konakta yaşıyorlardı. Ankara’daki yaşam 7 yıl sürdü. 1930’da, Mehmet Bey’in vefatı ile ailecek yeniden İstanbul’a döndüler. Atatürk, elini çekmedi üzerlerinden. İsmet İnönü’ye, ikizlerin bir okula yerleştirilmesi için talimat verdi. Soyadı Kanunu’na daha 4 yıl vardı. Hamdiye Hanım, Arun soyadını alacaktı. Şimdilik Özdemir okula, Özdemir Asaf olarak kaydoldu…