Ana içeriğe atla

JİMNASTİK

JİMNASTİK
cimlastik tarihi
Cimnastik, Eski Yunan uygarlığına, Eski Mısır’a ve İndus uygarlıklarına uzatılabilecek kadar eski bir geçmişe sahip olan spordur. İnsanlar yeryüzünde topluluk olarak yaşamaya başladıkları için çağlardan beri tanrıları ile iyi geçinmek için törenler yapar, tanrılarına adaklar sunarlardı. İşte cimnastiğin ilk örnekleri bu dini törenlerde görüldü. Bunlar bir çeşit dini danslar olup, tüm kabile fertleri genç, yaşlı, kız, erkek bu danslara katılır, kıvrak el, kol, omuz ve bel hareketleri ile oyunlarını müzik eşliğinde yaparak dans ederlerdi. Cimnastiğin ilk örneklerini gördüğümüz bu ilkel toplum kabilelerin dansları, yalnız dinsel törenler için yapılmaz av başlangıç ve bitimlerinde de yapılırdı.
Bugün bile Güney Amerika, Avusturya ve Afrika’da bulunan kabilelerde bunun örnekleri görülmektedi.

Bugün anladığımız anlamdaki cimnastik daha sonraları oluşmaya başladı. Gerçek anlamda cimnastiğin bir fiziksel egzersiz olarak uygulanılması Eski Yunan uygarlığında görülür. Ancak bu tür fiziksel eğitim yalnızca soylu sınıfın çocuklarına aitti. Böylece bu sınıf çocukların sağlıklı bedensel gelişimleri sağlanıyordu. Bu tür uygulama daha sonraları da Roma uygarlığında benimsenmiş, cimnastiğe yönetici soylu sınıfların çocuklarının eğitildiği okullarda büyük önem verilmiştir. Ancak cimnastik Rönesans ve Reform dönemlerinden sonra çeşitli Avrupa ülkelerinde okullarda ders olarak uygulamaya konuldu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÖZDEMİR ASAF

Özde mir, 11 Haziran1923’te, Ankara’da, Hamdiye ve Mehmet Asaf çiftinin çocukları olarak dünyaya geldiğinde ailesi, ona,  “Halit Özdemir Arun”  adını verdi. Özdemir’in bir de ikizi vardı. Ancak onlar ayrı gün ikiziydiler. İkiz kız kardeşi Özgönül de 12 Haziran’da doğdu. Mehmet Asaf Bey, Şûra-yı Devlet bugünkü karşılığı ile Danıştay’ın kurucularındandı. 1922’de Atatürk’ten, Mehmet Bey’e Ankara’ya gelmesini bildiren bir  haber  geldi. İstanbul’dan Ankara’ya böyle taşındılar. Çocukların doğumu da burada gerçekleşmiş oldu. Hacıbayram’da bir konakta yaşıyorlardı. Ankara’daki yaşam 7 yıl sürdü. 1930’da, Mehmet Bey’in vefatı ile ailecek yeniden İstanbul’a döndüler. Atatürk, elini çekmedi üzerlerinden. İsmet İnönü’ye, ikizlerin bir okula yerleştirilmesi için talimat verdi. Soyadı Kanunu’na daha 4 yıl vardı. Hamdiye Hanım, Arun soyadını alacaktı. Şimdilik Özdemir okula, Özdemir Asaf olarak kaydoldu…

VİCTOR HUGO

                                                       VİCTOR HUGO V    

DOSTOYEVSKİ

Suç Ve Ceza Roman Özet Petesburg Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi olan  Raskolnikov kendisine göre fikirleri olan , yakışıklı ,genç,zeki,yetenekli ve akıllı biridir. Yaşadığı maddi sıkıntılardan , geçim sıkıntısından dolayı öğrencilik hayatını yarıda bırakmak zorunda kalır. Yaşamını tefeci bir kadına verdiği eşyalar sayesinde devam ettirmeye çalışır. Dört aydır kirasını bile ödeyemiyordur. Tefeci kadına hep borçlu hissedip elini kolunu kaptırıyorken bu kadının herkesin hayatından çıkması gerektiğini , yaşamasının herkes için zarar olduğunu da düşünür. Raskolnikov’a annesinden bir mektup gelir ; geçim sıkıntısı yüzünden kız kardeşi Dunya yaşlı bir adamla evlenecektir. Raskolnikov bir rüya da görür , uyanır ve daha sonra eline bir balta alıp tefeci kadının evine gizlice girer. Kimsecikler onu görmemiştir. Yaşlı kadının yanına gider ve onu elindeki balta ile öldürür. Evden çıkacakken yaşlı kadının kız kardeşi ile karşılaşır o kadın masum olmasına rağmen olaya tanık olduğu içi